dun peter'larla bi tane de eskici dukkanina gitmistik. gittigimiZ dukkan tas catlasin 4-5 metre karelik minnacik bi odadan ibaret. ama meger tasinmismis, eskinden kocaman odalarda olusan ve agZina kadar cer cople dolu (ki kendilerini o haliyle gorememis olmama anlatirken bile icim gidiyo) boyle cennetin yeryuZu versiyonu gibi bi yermis. velhasil, gittim bi tane onceki hayatinda ne ise yaradigi hakkinda en ufak fikrimin olmadigi -ve o noktada buna en ufak kafa yormadigim- minik seramik saksi gibi bisey buldum aldim hemen. neden? hic. belki bi gun gerekir. hatta belki bi gun gerekir de degil, daha fena. bi gun mutlaka gerekir.
ama asil bardagi tasiran (mesela) son damla bu aksam oldu. buZ patenine gidemedik bari aksam cayhane denen bi yer var oraya gidelim plani dahilinde gittik iste cayhaneye. cikarken kasada hesap oduyoruZ, ama o da nesi! her yer minik teneke kutularla dolu. ustelik icleri hal-i haZirda bosaltilmis. buyuk bir sevincle aldim bi tane. kasadaki adam bi afalladi ama, ama ici bos bunun dedi. cok boZuldum ona. iste simdi dusununce farkediyorum gercekten obsesif olmaya basladigimi. sirf kutusu icin aldigim sacma sapan seyler birikiyo goZumun onunde filan. hayir isin kotusu pisman da degilim, yine olsun yine yaparim. ama bu isin sonucu nereye varacak onu kestiremiyorum pek.. minik saksilarla dolu teneke kutulardan olusan bi ev.. bilemiyorum.. hic bilemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder